Skolyoz, omurganın yana doğru eğriliği ile karakterize edilen ve genellikle ergenlik döneminde fark edilen bir durumdur. Eğrilik, bazen tek bir bölgede “C” şeklinde, bazen de çift taraflı olarak “S” şeklinde görülebilir. Skolyozun derecesi ve kişinin yaşı, uygulanacak tedavi yöntemlerini doğrudan etkiler. Bu nedenle her birey için kişiselleştirilmiş bir yaklaşım gerekir.
Toplumda en çok merak edilen sorulardan biri de şudur: “Skolyoz hastaları için yüzme iyi gelir mi?” Yıllardır kulaktan kulağa yayılan bir inanış vardır; yüzmenin omurgayı düzelteceği veya eğriliği engelleyeceği düşünülür. Ancak bilimsel veriler ve klinik deneyimler, bu yaygın inanışın doğru olmadığını göstermektedir.
Her spor dalı, vücudu farklı şekillerde çalıştırır. Basketbol, futbol, voleybol, pilates ya da yüzme gibi aktiviteler kas gücünü ve dayanıklılığı geliştirebilir, genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratabilir. Ancak bu sporların hiçbiri skolyoza özel bir tedavi yöntemi değildir.
Skolyoz, omurgada yapısal bir değişikliktir. Dolayısıyla yalnızca kasların güçlenmesi ya da esnemesiyle eğrilik düzelmez. Yüzmenin ya da herhangi bir sporun skolyozu doğrudan tedavi ettiğine dair bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Spor yapmak elbette faydalıdır; kalp-damar sağlığı, kas gücü ve genel yaşam kalitesi açısından destekleyicidir. Ancak spor ile tedavi arasındaki farkı net olarak ayırmak gerekir.
Yüzmenin skolyoza iyi geldiği inancı büyük ölçüde yüzmenin omurgayı simetrik şekilde çalıştırdığı düşüncesinden kaynaklanır. Suda yapılan hareketlerin eklemlere daha az yük bindirdiği, kasları dengeli çalıştırdığı doğrudur. Ancak bu etkiler, skolyozun neden olduğu omurga eğriliğini düzeltmez.
Örneğin; skolyozlu bir bireyin sağ tarafındaki kas yapısı ile sol tarafındaki kas yapısı arasında dengesizlik olabilir. Yüzme sırasında bu kas grupları aynı şekilde çalıştırıldığında, var olan dengesizlik ortadan kalkmaz. Tam tersine, eğrilik bireyin kendi postürüne bağlı olarak suyun içinde de devam eder. Yani yüzme, skolyoza özel bir düzeltici etkiden ziyade genel bir egzersiz olarak fayda sağlar.
Skolyoz tedavisinde en etkili yöntemlerden biri Schroth Terapisidir. Almanya kökenli bu yöntem, omurga eğriliğini üç boyutlu olarak ele alır. Kişinin eğriliğinin yönüne, derecesine ve postür özelliklerine göre özel egzersizler planlanır.
Schroth egzersizlerinde amaç:
Bu teknikler her hasta için farklı şekilde uygulanır. Örneğin, sağa doğru “C” şeklinde eğriliği olan bir birey ile “S” tipi çift eğriliği olan bir bireyin egzersizleri birbirinden tamamen farklıdır. İşte bu kişiselleştirme, Schroth Terapisi’ni yüzme gibi genel aktivitelerden ayıran en temel noktadır.
Buradan sporun skolyozlu bireyler için olumsuz olduğu sonucu çıkarılmamalıdır. Aksine, sporun genel sağlık açısından büyük faydaları vardır. Skolyozu olan bireyler de yüzme, basketbol, pilates veya voleybol gibi sporlardan keyif alabilir ve genel kondisyonlarını artırabilir. Ancak bu aktiviteler, tek başına tedavi yöntemi değildir.
Dolayısıyla en doğru yaklaşım, bireyin spor yapmaya devam etmesi ama skolyozun tedavisi için mutlaka bir uzman fizyoterapist eşliğinde özel egzersiz programı uygulamasıdır.
Yüzme, skolyozun tedavisi için mucizevi bir yöntem değildir. Yüzme veya diğer spor dalları, skolyozlu bireylerin yaşam kalitesini artırabilir ancak eğriliği düzeltmez. Skolyoz tedavisinde bilimsel olarak kanıtlanmış yöntem, kişiye özel planlanan egzersizlerdir ve bu noktada Schroth Terapisi en önemli seçeneklerden biridir.
Her bireyin skolyoz yapısı farklıdır; bu nedenle tedavi de kişiye özel olmalıdır. Yüzmek keyifli ve sağlıklı bir aktivite olabilir, fakat skolyozun seyrini değiştirmek için tek başına yeterli değildir.
Uzman fizyoterapist kadromuzla Manuel Terapi ve
Skolyoz Terapi’ de güvenilir çözümler sunuyoruz.
