S.S.S.

Soru Sorun

Sıkça Sorulan Soruları

Cevabını merak ettiğiniz soruyu aşağıda bulabilir ya da bizimle iletişime geçerek sorabilirsiniz.

Manuel Terapi nedir?

Manuel terapi, fizyoterapistlerimiz tarafından tamamen elle uygulanan, kanıta dayalı bilimsel tekniklerden oluşan özel bir tedavi yöntemidir. Bu teknikler; eklem mobilizasyonları, sinir mobilizasyonları, manipülasyon uygulamaları ve kas-yumuşak doku gevşetme tekniklerini kapsamaktadır.

Her seans öncesinde hastanın şikayetleri detaylı olarak değerlendirilir ve uygulanacak teknikler tamamen kişiye özel olarak planlanır. Amaç; ağrıyı azaltmak, hareket kabiliyetini artırmak ve fonksiyonel iyileşmeyi desteklemektir.

Manuel terapi, birçok kas-iskelet sistemi rahatsızlığında etkili bir tedavi yöntemidir. En sık uygulandığı durumlar şunlardır:

  • Bel ve boyun fıtıkları

  • Kas spazmları

  • Duruş bozuklukları

  • Donuk omuz ve omuz kısıtlılıkları

  • Siyatik ve sinir sıkışmaları

  • Skolyoz

  • Eklem kireçlenmeleri

  • Sporcu yaralanmaları

  • Fibromiyalji sendromu

Manuel terapi uygulamaları doğru tanı sonrası kişiye özel tedavi planıyla uygulandığında ilk seansta bile %40 oranında rahatlama sağlayabilir.

Devam eden seanslarda verilen egzersizlerin düzenli yapılması ve uyarılara dikkat edilmesiyle birlikte tedavi süreci sonunda %95’e varan bir iyileşme oranı gözlemlenmektedir.

Seans sayısı ve iyileşme süresi kişinin rahatsızlığına göre her hasta için farklılık gösterir. Seans sayısı değerlendirme sonrasında Fizyoterapist Enis Çalışkan tarafından planlanmaktadır. İlk seans sonrasında bile ağrı şikayetlerinde %40’a varan iyileşme beklenir. Devam eden seanslarda uyarılara dikkat edilmesi ve verilen egzersizlerin düzenli yapılması sonucunda iyileşme süreci en verimli şekilde tamamlanacaktır.

Bunun için ilk olarak şikayetlerinizi değerlendirmeliyiz. Kimi zaman durum %100 ameliyatlık olabilir.
Eğer durumunuz Manuel Terapi’ye uygunsa bunu ilk bir kaç seanslık takipte ağrılarınızın hafiflemesi ile anlıyoruz. Bu durumda takibe devam etmeli ve ameliyatsız olarak iyileşmeyi tamamlamalıyız. Eğer ameliyat olmak istemiyorsanız ilk olarak fizyoterapi ve manuel terapi ile iyileşme ihtimalinizi değerlendirmelisiniz.

Manuel terapi ile elde edilen iyileşme, yalnızca pasif bir rahatlamadan ibaret değildir; doğru bir uygulama ve hastanın aktif katılımı ile fonksiyonel ve uzun vadeli sonuçlar elde edilebilir. Ancak iyileşmenin kalıcılığı, sadece terapi seanslarına değil, kişinin günlük yaşam alışkanlıklarına ve fizyoterapistin önerdiği egzersiz programına uyumuna da bağlıdır.

Genel olarak, manuel terapi uyguladığımız hastalarda ağrı kesici veya kas gevşetici ilaçlara rutin olarak başvurulmasını önermiyoruz. Bu tür ilaçlar, semptomları geçici olarak bastırsa da altta yatan sorunu ortadan kaldırmaz.

Durumu şöyle örnekleyebiliriz:
Vücudunuzda bir bölgede “yangın” (problemin kendisi) varken, ağrı aslında çalan “alarm”dır. İlaç kullanımı bu alarmı susturur ama yangını söndürmez. Yani ağrı geçse de, sorunun kaynağı tedavi edilmediği sürece sorun devam eder ve tekrarlama ihtimali artar.

Manuel terapi; ağrının nedenini hedef alarak, dokuların biyomekanik ve nörofizyolojik dengesini düzeltmeyi amaçlar. Bu nedenle sadece semptom odaklı değil, neden odaklı bir yaklaşımdır.

>Her zaman önceliğimiz, ilaçsız ve doğal iyileşmeyi desteklemektir. Ancak bazı durumlarda multidisipliner yaklaşım ile hekim önerisine başvurup medikal destek alınabilir.

Pilates; mat pilates, aletli pilates, reformer pilates, cadillac pilates olarak da bilinir. Klinik Pilates, kas-iskelet sistemi problemleri yaşayan bireyler için fizyoterapist kontrolünde uygulanan özel bir egzersiz yöntemidir. Reformer pilates aleti kullanılarak, kişinin mevcut sağlık durumu, postürü ve fonksiyonel ihtiyacı doğrultusunda güvenli ve etkili bir program hazırlanır. Amacımız; ağrıyı azaltmak, hareket kabiliyetini artırmak ve günlük yaşam kalitesini yükseltmektir.

Klinik Pilates, sadece zayıflama veya genel spor amaçlı değil, özellikle rehabilitasyon amaçlıdır. Egzersizler fizyoterapistler tarafından kişiye özel olarak planlanır ve uygulanır. Bu sayede kas-iskelet sistemi sorunları hedeflenir, ağrı kontrolü sağlanır ve sakatlanma riski minimize edilir.

Seans süresi ortalama 50 dakikadır.

Skolyoz Nedir?

Skolyoz, omurganın; orta hattan uzaklaşarak sağa veya sola kaymasıyla oluşan anormal bir eğriliktir. Bazen bu eğriliğe rotasyon da eşlik eder bu nedenle Skolyoz’ a 3 boyutlu bir deformite deriz.
Genellikle “S” ya da “C” şeklinde bir eğrilik oluşur. Skolyoz sadece omurgayı değil; kas-iskelet sistemi, solunum ve postür üzerinde de etkili olabilen çok yönlü bir rahatsızlıktır.

Skolyoz her zaman ağrı yapmayabilir. Ancak aşağıdaki belirtiler skolyozun habercisi olabilir:

  • Omuzlardan birinin diğerinden yüksek olması

  • Bel kıvrımında veya kürek kemiklerinde asimetri

  • Duruş bozukluğu

  • Kıyafetlerin vücuda orantısız durması

  • Bazı ileri vakalarda sırt veya bel ağrısı

Skolyoz her zaman ağrı yapmayabilir. Ancak aşağıdaki belirtiler skolyozun habercisi olabilir:

  • Omuzlardan birinin diğerinden yüksek olması

  • Bel kıvrımında veya kürek kemiklerinde asimetri

  • Duruş bozukluğu

  • Kıyafetlerin vücuda orantısız durması

  • Bazı ileri vakalarda sırt veya bel ağrısı

Skolyoz tedavi edilmediğinde eğrilik ilerleyebilir. Bu durum zamanla sırt, bel ve boyun ağrılarına; hareket kısıtlılıklarına, solunum problemlerine ve estetik kaygılara yol açabilir. İleri eğriliklerde cerrahi gerekebilir. Bu yüzden erken teşhis ve tedavi büyük önem taşır.

Schroth Terapi, skolyoz hastalarına özel olarak geliştirilmiş, üç boyutlu bir egzersiz yöntemidir. Bu yaklaşım;

  • Postüral farkındalığı artırır,

  • Kas dengesizliklerini düzeltir,

  • Solunum kapasitesini geliştirir
    ve skolyozun ilerlemesini yavaşlatabilir hatta bazı durumlarda eğriliğin azalmasını sağlar.

Düzenli uygulanan kişiye özel egzersiz programlarıyla 3 ila 6 ay arasında postürde gözle görülür iyileşmeler gözlemlenebilir. Ancak bu süreç; eğriliğin derecesine, kişinin yaşı ve tedaviye uyumuna göre değişkenlik gösterebilir. Tedavi süreci uzun soluklu olsa da, disiplinli bir yaklaşımla oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Eğriliğin ilerlemesini durdurmanın en etkili yolu erken teşhis ve uygun fiziksel terapi programlarıdır. Schroth terapisi, doğru postür eğitimi, manuel terapi ve ev egzersiz programlarıyla skolyozun ilerlemesi büyük oranda yavaşlatılabilir. Gerekli durumlarda ortez (korse) desteği de önerilir.

Korse tedavisi, skolyozun özellikle ergenlik döneminde ilerlemesini durdurmak amacıyla kullanılan pasif bir yöntemdir. Ancak tek başına yeterli değildir. Korse yalnızca omurgayı destekler; kas zayıflıklarını, postür bozukluklarını ve dengesizlikleri düzeltmez.

 

Bu nedenle korse tedavisi mutlaka Schroth terapisi gibi aktif egzersiz programlarıyla desteklenmelidir. Aksi halde korse çıkarıldığında eğriliğin ilerlemesi devam edebilir. Kısacası, korse destekleyici bir araçtır ama esas tedavi aktif terapiyle sağlanır.

Skolyozda cerrahi genellikle son çare olarak düşünülür. Eğrilik açısı 40-50 dereceyi aştığında, yaş ilerledikçe ağrılar arttığında ya da iç organ fonksiyonları etkilenmeye başladığında cerrahi müdahale gündeme gelir.

Ancak erken teşhis ve düzenli fizik tedavi süreciyle bu noktaya gelmeden ilerlemenin durdurulması mümkündür. Kliniğimizde amacımız, cerrahi gereksinimi minimuma indirmek ve fonksiyonel kapasiteyi artırmaktır.

Evet, yaş skolyoz tedavisinde belirleyici bir faktördür. Özellikle ergenlik dönemindeki büyüme ataklarında skolyoz hızla ilerleyebilir. Bu nedenle erken yaşta tanı konulması, tedavi başarısını doğrudan etkiler.

Ancak erişkin skolyozlarda da tedavi mümkündür. Yetişkin bireylerde amaç eğriliği azaltmaktan çok; ağrıyı azaltmak, postürü iyileştirmek ve günlük yaşam kalitesini artırmaktır. Yani her yaş için farklı hedeflerle kişiye özel bir yaklaşım uygulanır.

Evet, yaş skolyoz tedavisinde belirleyici bir faktördür. Özellikle ergenlik dönemindeki büyüme ataklarında skolyoz hızla ilerleyebilir. Bu nedenle erken yaşta tanı konulması, tedavi başarısını doğrudan etkiler.

Ancak erişkin skolyozlarda da tedavi mümkündür. Yetişkin bireylerde amaç eğriliği azaltmaktan çok; ağrıyı azaltmak, postürü iyileştirmek ve günlük yaşam kalitesini artırmaktır. Yani her yaş için farklı hedeflerle kişiye özel bir yaklaşım uygulanır.

Sağlığınız Bizimle Güvende

Uzman fizyoterapist kadromuzla Manuel Terapi ve
Skolyoz Terapi’ de güvenilir çözümler sunuyoruz.

Bize Ulaşın

Gelişmelerden Haberdar Olun